Malcolm X : Özgürlük için savaşan bir siyah.

Bugün evinize dönerken kapınızın önünde yapraklı bir meşe dalı görseniz ne yapardınız? Ya da sizin düşünceleriniz onlardan farklı diye mahallenizde aşağılansanız? Hoşlandığınız bir bayana açıldığınızda, sizi hapise atsalar ne hissederdiniz? Ya da kölesi olduğunuz insan size tecavüz etse neye ya da kime isyan ederdiniz? Peki sizin soyadınız, "sahibinizin" sizin için uygun gördüğü bir laf, lakap, isim, sıfat, zamir olsaydı?


Ne kadar iğrenç sorular değil mi? 
İşin en kötü yanı ne biliyor musunuz, bu yukarıda sizlere sorduğum soruların hepsi Amerika'da siyahi insanlara yapılan zulümler arasında yer alıyordu. 1965 yılına kadar Amerika'da, zenciler siyasete karıştıklarında mahallelerinden kovuluyorlardı, ten renkleri farklı diye aşağılanıyorlardı, beyaz birinden hoşlandıklarında hapse atılıyorlardı, tecavüze uğradıklarında seslerini çıkartamıyorlardu, soyadları ise köle olarak çalışan atalarının sahipleri tarafından konulmuş durumdaydı... Evlerinin önüne bol yapraklı meşe dalı bırakıldığında bu "ya bu mahalleyi bir hafta içinde terket, ya da seni ve aileni öldürelim" demekti. Oy kullanma hakları yoktu. Beyazlarla aynı vagonda tren seyahati yapamıyorlardı. Eğer siyahi bir vatandaş otobüse binerse, arka sıralarda oturması gerekiyordu ve eğer otobüse bir beyaz binerse ona yer vermek zorundaydı.
Malcolm Little böyle bir toplumun içinde dünyaya geldi. Babası bir aktivistti ve beyazlar tarafından aldığı tehditler yüzünden sürekli şehir değiştirdiler. Malcolm Little henüz 4 yaşındayken Michigan'da evleri beyazlar tarafından yakıldı. 2 yıl sonra ise babası Earl Little'ın  cansız bedeni tramvay hattının karşısında bulundu. Fakat polis olayın kaza olduğunu söyleyerek üstüne gitmedi ve Earl Little faili meçhul olarak kaldı. Ardından Malcolm Little'ın  annesi akıl hastanesine yatırıldı ve 8 çocuğu farklı şehirlerdeki yetimhanelere yollandı.


 Malcolm Little okulunda son derece başarılı bir öğrenci olsa da, bir gün "büyüyünce ne olmak istersin?" diye soran hocasına "avukat olmak istiyorum" cevabını verdiğinde bütün eğitim hayalleri yıkıldı. Çünkü hocası ona "bir zenci için hayalden öteye gidemeyecek bir gelecek planı" şeklinde cevap vermişti. Daha sonra eğitimden soğuyan Malcolm Little, okulunu bitirdikten sonra üniversiteye gitmedi ve hırsızlık suçundan 7 yıl hapiste yattı.






"Kimse sana özgürlük veremez. Kimse sana
adalet veya eşitlik veremez. Eğer yeterli güce
sahipsen sen kendin alırsın."
Hapiste geçirdiği sürede yarıda bıraktığı eğitimini kendi kendine tamamladı. Kardeşinin onu ziyaret ederken bahsettiği İslam'a yakınlık duymaya başladı ve hapisten çıktıktan sonra kendisini İslamiyet'e ve "İslam Birliği" adında bir yapılanmanın da kurucusu olan Elijah Muhammed'e adadı. Bu sırada, köle olan atalarına sahipleri tarafından verilen "Little" soyadını bırakarak, atalarının kökenini bilemediği için,bilinmezliği temsil eden "X" soyadını aldı. Güçlü konuşma yeteneği ve karizmasıyla "İslam Birliği" adına konuşmalar düzenledi ve yeni katılımcılar kazandırdı. Fakat kurucu Elijah Muhammed'in "İslam Birliği" üyesi 6 kadınla ilişkiye girdiğini ve onlardan da çocuk sahibi olduğunu öğrenince İslam Birliği'nden de, büyük öğreticisi Muhammed'den de soğudu.   










İslam Birliği'nden ayrıldıktan sonra Hac'ca giden Malcolm X, burada kendi düşüncelerini başka kültürlere anlatma imkanı buldu ve karşılığında aldığı cevaplar onu çok etkiledi. Bu sürede El-hac Malik el-Şahbaz adını aldı.Hac ibadetini yerine getirmek üzere gittiği güne kadar aklında "siyahların üstün olduğu" ve "beyazlara karşı üstünlüğü kazanmak için şiddet uygulanması gerektiği" düşüncesi varken, Hac'da bu düşünceleri değişti. Öyle ki Amerika'ya geri döndüğünde "Sarı saçlı, mavi gözlü ve buna rağmen "kardeşim" diye hitap edebildiğim insanlarla tanıştım" diyerek, düşüncesindeki değişikliği gözler önüne serdi. Artık onun konuşmaları sadece Afro-Amerikanlara değil, siyah-beyaz ayırt etmeden toplumun her kesimine hitap eden barış yanlısı konuşmalardı. 

Bu düşünce değişimi yüzünden İslam Birliği ile Malcolm X'in arası açıldı. FBI, Malcolm X'e suikast düzenleneceği bilgisine ulaştı ve Malcolm X'i uyardı. 


"Gerçekle yüzleşemeyecek kadar vatanseverlikle kör olmayın.
Yanlış yanlıştır, kimin söylediği önemli değil."
Fakat ne yazık ki, bu uyarıların pek bir faydası olmadı. Malcolm X'in bir konuşması sırasında, bir beyaz ayağa kalkarak "Ellerini cebimden çıkar zenci! (Nigger, get your hand outta my pocket!)" şeklinde bağırdı. Korumalar bu beyaza doğru giderken, başka bir beyaz tüfeğini çıkararak Malcolm X'i göğsünden vurdu. Katillerin yakalanmasının ardından yapılan incelemede, hepsinin "İslam Birliği üyesi oldukları" öğrenildi.

Böyle bir hayatın bitmesine ne kadar üzülsek de, kendisinin bütün Amerika halkı siyahlardan iğrenirken bir gazeteciyle yaptığı röportaj ona bir kez daha saygı duymamız gerektiğini bize göstermeye yeter: 

Spiker: Adınız nedir?
Malcolm: Malcolm X
Spiker: Hayır onu sormuyorum gerçek adınız?
Malcolm: Malcolm X dedim ya.
Spiker: Yani babanızın dedenizin kullandığı ad?
Malcolm: Dedelerimin isimlerini siz verdiniz. Köle tacirleri verdi. Onlar bizim isimlerimiz değil. Hiç biri bizim değil!

Yorumlar

  1. çok güzel ve bilgilendirici bir yazı olmuş. blogunuzu zevkle takip edeceğim. lütfen sık sık yazın =)

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Joseph Mengele: Yahudi Çocukların "Mengele Amca"sı...

Dresden: Tarihe Gömülen(!) Tarihi Şehir...

Nanking Katliamı